30 Ocak 2018 Salı

31 OCAK 2018 TAM AY TUTULMASI

TUTULDUK EY HALKIM HATIRLA BİZİ!

31 Ocak 2018 Çarşamba günü 2018 yılının en önemli gök olaylarından biri yaşanacak bu gerilim dolu sürece hazır mısınız?

Bu olayı sadece astrolojik açıdan değerlendirmek gökbilimine ve gökyüzünün ışıltılı dünyasına haksızlık olur. Neden önemli olduğunu ise kısacık anlatayım.

31 Ocak 2018 Çarşamba günü Ay ile ilgili önemli olaylar aynı anda yaşanacak. Gerçekleşecek gök olaylarını tanımlayacak olursak:

1) Ay Tutulması: Hala okullarda öğretilir mi bilmem ama ben ilkokulda Hayat Bilgisi dersinden itibaren bilirim tutulmaların tanımını. işte o tanım; Dünya, Ay ile Güneş'in arasına girdiği zaman gerçekleşen gök olayına Ay Tutulması denir.
2) Kanlı Ay: Ay, Dünya' nın hizasına tamamen girdiğinde, yani gölgesindeyken kızıla boyanır. Bu da Kanlı Ay olarak adlandırılıyor.
3) Mavi Ay: Bir ay içinde gerçekleşecek ikinci Dolunay' a Mavi Ay diyorlar. İngilizlerin bu olayın ne derece ender olduğunu vurguladığı bir deyimleri bile vardır. "Once in a Blue Moon" dilimize çevirisi kırk yılda bir olarak yapılır.
4) Süper Ay: Ay, Dünya' ya en yakın noktada olacak, bu nedenle her zamankinden daha büyük daha parlak daha ihtişamlı görünecek. Dolunay'ın etkilerini de katmerli hissedeceğiz sevgili Lunatik kardeşlerim.

Bu gökyüzü fenomenlerinin tanımlarını tek tek yapınca hem gerçekleşecek olayın ne denli mucizevi olduğunu daha iyi anlıyoruz hem de aslında gökyüzüne burçların dışında bakmamız gerektiğini hatırlıyoruz. Tüm bu olayların aynı anda meydana gelmesi ise en son 152 yıl önce gerçekleşmiş. Evrenin nadir anlarından birine şahitlik edeceğiz kısacası.

Ne yazık ki bu mucizevi olay gerçekleşirken ülkemiz gündüz saatlerini yaşıyor olacak. Bu nedenle çıplak gözle göremeyeceğiz ama etkilerini yaşamımızda ve kendimizde hissetmemiz kaçınılmaz.

İşin teknik kısmını yukarıda yalın bir şekilde anlattık madem gelelim biraz etkilerine. Bugün gayet sakin uyandım, her gün gibi belki biraz daha huzurlu, enerjik, minnoş hatta. Neyse bir yere yetişmek üzere evden çıktık. 10 katlı bir apartmanda topu topu 5 daire daimi sakini. Biz de evden nadir çıkan insanlarız ve ancak acil durumlarda ve elimizde eşya olduğu zaman asansör kullanıyoruz, malum sağlıklı yaşam algoritması. Ama nasıl oluyorsa her defasında asansör kullanacağımız zamanlarda asansör istisnasız meşgul oluyor veya düşüncesiz komşularımız tarafından meşgul ediliyor. Her neyse asansörü çağırdık içinde insanlar var. Üstelik asansöre Tuzla - Mecidiyeköy otobüsü gibi doluşmuşlar. İşimizin acil olduğunu belirtmemize rağmen mal mal bakıp istiflerini bozmadan devam ettiler. Ben merdivene yöneldim. Aşağıda komşularımızla karşılaştık. Öyle rahat öyle umursuzlar ki sinirlerim bozuldu. En nihayetinde servisi kaçırdık ve gideceğimiz yerden kaldık. Bu durum man kafa komşu olacak insan müsveddelerinin mallığı ile katmerlendi. Elbette ben sinirden yıktım apartmanı birazcık. Sinirlerimi kontrol edemedim ya da etmek de istemedim. Ne saygısızlıkları kaldı ne insanlıktan nasibini alamamışlıkları. Karşı komşumuzun da birkaç küçük mallığı vardı onlar da aldı nasibini bu patlamadan. Ama 10 katlı apartman inledi. İnlettim. Bir yarım saat sonra ne o öfkeden eser kaldı ne sinirden. Kendime bir küçük şaşırdım sonra geçti.

Gel gelelim akşamüstüne doğru Twitter' da takip ettiğim bir astroloji hesabı "Kanlı Dolunay'da yapmamız gereken bir egzersiz" başlığında bir yazı paylaşmış. Aydınlanmacı bünyem bu küçük detayı asla kaçırmazdı. Yazı özetle bugün bizi sinir eden insanları ve olayları yeniden gözden geçirmemizi öğütlüyordu. Tahammülümüzü zorlayan kişi ya da durumu zihnimizde canlandırarak kendimize "Bu kişinin canımızı sıkmasına sebep olan ve içimde görmem gereken şey ne?" diye sormamızı istiyordu. Bunu yaparsak iç yönelimi sağlayarak cevabı bulacakmışız. Ben de dediğini harfiyen uyguladım.

Sonuç

Sonuç olarak ben sinirlenmekte haklı olduğumdan, bunlar gibi düşüncesiz, bencil ve saygısız tiplerin hak ettiği davranış biçiminin bu olduğunu ve yaptıklarının ne olduğu  yüzlerine vurulmadığı sürece bunun farkına varamayacaklarını, farkına varmak istemeyeceklerini çünkü ancak bu şekilde ahmaklığın yarattığı konfor alanında yaşamlarını hiç irkilmeden sürdürmeye devam ettireceklerini düşündükçe yaptığımın ne kadar doğru ve yerinde olduğundan bin kez daha emin oldum.
Öğüdün devamı şu şekildeydi:
"En nihayetinde bu yönümü sevgiyle kabul ediyorum ve serbest bırakıyorum." Bunu gösterdiği için birbirinden kıt beyinli komşularıma ve yaşam boyunca karşıma çıkacak diğer kot kafalılara dünyayı dar etmeye ant içtim. Benimle misiniz Spartalılar? Eğer öyleyse

Let the linç begin!😈

Gelelim Lunatics mevzuna

Dolunay sürecinde yaşanan duyguların, özellikle öfkenin kontrol edilememesi durumuna maruz kalan insanları bu şekilde tanımlıyorlar; Lunatikler. Ben de onlardanım. Dahası dolunay dönemi benim regl dönemime denk gelir hep ve kan gövdeyi her iki manada da götürürdü. Bu defa öyle olmadı. Hayret 😮 Sevgili Murphy halime acımış olmalı ki 😇 bu muhteşem doğa olayında kendi bünyem bana savaş açmadı.

Yalnız ben bu kontrolsüz güç nedeniyle yarın kendimi toplumdan izole etmeyi düşünüyorum. Kendimi ev işlerine adamayı planlıyorum. Böylelikle bir taşla iki kuş vurmuş olacağım. Öncelikli olarak kudurgun ve şuursuz olarak topluma salınmış kitleden kendimi korumuş olacağım. Sonrasında İspanyol güreşçi boğaları gibi deli kuvvetimi faydalı bir işgücüne ve kendi yararıma dönüştüreceğim. Ev mis gibi olacak.

Gece de bir kadeh şarap ile mehtabı seyredeceğim.
Zeki bir kadın olmak ne güzel.

Küçük bir ekleme yapmak istiyorum. Tutulmalarda gereksiz yere tahammül ettiğimiz insanları hayattan çıkarırken gösterdiğimiz o soğukkanlı ve kararlı tutum oluyor. İlla benim gibi dip köşe ev temizlemek zorunda değilsiniz, telefonunuzu elinize alıp sosyal medya hesaplarınızda kel alaka var olan tipleri, anlamsız yere duran mesajları, telefon numaralarını ve fotoğrafları silin. Sonra ne kadar rahatladığınıza kendiniz bil inanamayacaksınız. Kıymetimi bilin bu tatlı detayı size astroloğunuz bile söylemez.

9 Ocak 2018 Salı

En Kadim Saç Boyası: Kına

Umduğuman daha uzun süren bir aranın ardından merhabalar. Bu uzun arada, daha önce hazırladığım taslakları zenginleştirmenin yanı sıra yeni ve farklı içerikler kurgulamıştım ancak Süslü'de yazmış olduğum saça kına yakma başlıklı yazıma istinaden gelen bir arkadaş mesajını daha fazla erteleyemezdim. Malum yeni yıl yeni umutlar ve belki stil değişikliğine saçlarından başlayacaklar da vardır dedim ve bu yazıyı yazdım.

Neden kına? Benim kendi saçım zaten kızıl kumral belki yer yer küllü kızıl. Benim saçıma kına yakma amacım saç rengimi değiştirmek değildi. Saç diplerinde oluşan pullanma ve kabuklanmayı bir nebze olsun iyileştirebilmekti. Sonuç olarak renge etki edecek bileşenlerden ziyade saç derisine iyi gelecek bileşenlerle bu terapötik etkiyi arttırmaktan başka amacım yoktu. Ama ben bu işe ilk kalkıştığımda da öncelikle yakın çevremden bunu sık sık yapan insanlara danışmıştım çünkü onlar kendi geleneksel bilgilerine dayanarak uygulama yapıyorlardı ve sonuç olarak tecrübeye dayalı bir bilgi birikimleri vardı. Geldiğim noktada ise herkes biraz benim gibi el ayarı göz kararı iş yapıyordu, ölçeklendirme ve standart bir uygulama olmayınca sonuç da çeşitleniyordu. Ancak bu durumda benden standart sonuç tavsiyesi bekleyen biri vardı ve ona sallamasyon bir tarif veremezdim.

Yabancılar bu tür deneysel çalışmaları standartlaştırmak konusunda biraz daha iyi olabilir diye düşündüm ve yanılmadığımı anladım. İşi tariflendirme konusunda kendime son uygulamamı da yabancı kaynaklara uygun olarak hazırladım sonuçlarını beraber gözlemleyeceğiz.

Öncelikle bildiklerimizden bilmediklerimizi çıkarmakta yarar var.

* Kına aktarda satılan ve kimyasal bileşenleri standartlaştırılmamış bir ürün. Örneğin daha küllü kızıllar elde etmek için Yemen ve Fas kınalarının tercih edilmesi tavsiye ediliyor. Ancak aktara gidip  Fas kınası istiyorum deseniz nasıl bir yanıt alırsınız, bilemedim. Yine de aktarınızın güvenirliğinden eminseniz danışabilirsiniz.

* Daha önce hiç saç boyatmadım ama anladığım kadarıyla istenen rengin hazırlanmasında boyanacak saçın rengi de göz önünde bulunduruluyor. Yani kınanın hazırlanma ve uygulama aşamalarında sizin sahip olduğunz saçın rengi ve yapısı da büyük ölçüde belirleyici. Her ölçek her tarif her zaman istenilen etkiyi yaratmıyor, sonuç garanti değil ama işte önemli olan yaklaşımı profesyonelleştirmek.

* Elde etmek istediğiniz renk her ne ise kına harici bileşenleri de buna uygun olarak seçmeniz ve ölçeklendirmeniz gerekiyor. Diğer bileşenler de kına gibi içeriği standartlaştırılmış olmadığı için net sonuçlar beklememek akıllıca olur.

* Kına uygulamasında sabırlı olmak gerekiyor. Bir çırpıda verilen kararlar ve aceleci yaklaşım istediğiniz sonuçtan uzaklaşmanıza ve dahası istenmeyen sonuçlar elde etmenize sebep olur. Aşağıda istenen renge uygun birkaç tarif paylaşacağım. Bu tarifi hazırladıktan sonra bir süre beklemeniz gerekiyor. Karışımın homojenize olması için dinlenmesi işlemi bu aslında. Daha sonrasında saçınızın bir tutamında dinlenmiş karışımı deneyin. En az 2 saat bekletin ve durulayın. Kuruttuktan sonra kına uyguladığınız tutamın rengi sizi tatmin ediyorsa doğru yoldasınız demektir.

* Peki bu iş bu kadar riskliyse niye bu kadar zahmete gireyim diyenleriniz olabilir. Bana sorarsanız zahmetli değil eğlenceli. Dahası saç boyasından çok daha tercih edilebilir olan noktalar da var. En önemlisi elde ettiğiniz renk sadece size özel oluyor. Taklit edilmesi pek mümkün olmuyor. İkincisi doğal duruyor hele birkaç hafta içinde saçla bütünleştikçe solmak yerine doğallaşıyor. Saça, saç derisine ve vücuda zararı yok. Saç beyazlarını kapatıyor. Son olarak kına saç diplerindeki sorunları iyileştirme etkisine sahip. Saçlarınız daha sağlıklı görünüyor. Renk seçenekleri uygulamalarınız ve cesaretiniz doğrultusunda çeşitlendirilebiliyor.

İstediğiniz renk her ne olursa olsun kına uygulamadan önce bu iş için kullanmak üzere hazır bulundurmanız gereken malzemeler var ve dahası uygulamayı temiz sonlandırmanız için yapmanızı tavsiye edeceğim ön hazırlıklar var.

1. Kına uygulayacağınız ortamın zeminine eski bir örtü, boya badana işlerinde koruyucu olarak serilen naylonlardan serin derim.

2. Kınayı muhakkak cam ya da seramik kapta hazırlayın.

3. Kına sürmek için özel saç boyası fırçalarından edinebilirsiniz.

4. Plastik eldiven olmazsa olmaz.

5. Vazelin. Alnınız, enseniz, kulaklarınız, şakaklarınıza ince bir tabaka halinde vazelin sürün. Kına boyamasın diye koruyucu tabaka olarak. (saç boyayanlar bu adımın gerekliliğini bilir, biz hiç deneyemeyenler için de bilgilendirmede bulunalım)

6. Penuar ya da gözden çıkardığınız bir kıyafet giyiniz.

7. Saçlarınız için yıkanabilir klipsli toka, tarak.

8. Saçınızı sarmak için streç film, plastik bone

9. Saçlarınızın temiz ve kuru olmasında fayda var.

Hazırsanız tariflere başlıyorum: Öncelikle ölçeklendirmeyi gramaj olarak değil de uygulama kolaylığı sağlaması açısından bardakla ve kaşıkla yapacağım.(biz çocukken böyle bir aşçı vardı "ölçülerimiz bardakla kaşıkla" derdi) Saçınızın uzunluğuna ve gür oluşuna bağlı olarak yapacağınız oranlamayı da ayrıca belirteceğim. Baz olarak 1 su bardağı kınayı ölçek olarak kabul edelim, ortalama saç uzunluğumuz da omuz hizamız olsun. Baz tarifler 1 bardak toz kına üzerinden yardımcı malzemeler ise arzu edilen renk tonuna göre yemek kaşığı, tatlı kaşığı, çay bardağı ve kahve fincanı ile seyreltilmek üzere oluşturulmuştur. İstenen karışım yoğunluğu ise çocukken oynadığımız çamur kıvamı.

Koyu Kumral:

Yanlış okumadınız. Kına ile sadece kızıl renk elde etmiyorsunuz. Kızıl yansımaları olan kestane kabuğu rengi elde etmeniz de gayet mümkün.

Gereken Malzemeler:

- Kına ( 1 su bardağı toz kına)
- 1 çay bardağı yoğun çay demi
- Yarım çay bardağı ceviz mavrısı suyu (cevizin yeşil kabuklarının suyu)
- 1 kahve fincanı şekersiz pişirilmiş Türk kahvesi

Bu sıvı maddeler toz halindeki kınayı çamur kıvamına getirmek için yeterlidir. Ancak uygulamanın rahat yapılması için daha cıvık bir kıvam elde etmek isterseniz çay demi ile inceltebilirsiniz.

Elde ettiğiniz karışımı ağzı kapalı olarak en az 1 gece buzdolabında dinlendirin. Öyleyse neymiş saçımıza kına yakmadan en az bir gün önce karışımı hazırlamamız gerekiyormuş.

Gelelim uygulamaya. Yukarıda bahsettiğim tüm altyapı çalışmalarını gerçekleştirdikten sonra temiz ve kuru saçınıza 1 gece önceden hazırlayıp beklettiğiniz kına karışımınızı haldır huldur sürmüyoruz!

Bir tutam saç alıyoruz, karışımdan bir miktar sürüp saçı balyaj yapar gibi çikolata kağıdı büyüklüğünde bir folyoya sarıp en az 2 saat bekliyoruz. Bu tutamı saçınızın kolay görünmeyen bir yerinden yapmanızı şahsen tavsiye ederim. Beklenmedik bir sonuç karşısında kuyruğu boyalı merinos gibi gezmeyi kim ister ki?

Neyse zorlu geçen 2 saatin sonunda sonuç beklediğinizden de iyi öyleyse tutam tutam ayırdığınız saçlarınıza kınayı uygulayıp en sonunda saçlarınıza yedirip kafanızı boneleyin. En az 2 saat olmak suretiyle kendinizi beklemeye alın. Rengin yoğunluğu ve rahatlığınıza göre bu süreyi uzatmanız mümkün.

Şarap Kızılı:

Muhtemelen en kolay elde edeceğiniz renk bu olmakla birlikte işin püf noktalarını gözden kaçırmamanız için vurgulamak isterim.

Gereken Malzemeler:

- Kına ( 1 su bardağı toz kına)
- 1 tatlı kaşığı toz tarçın
- 1 tatlı kaşığı öğütülmüş karanfil
- 1 kahve fincanı sirke ( kınanın renk yoğunluğunu katlamak için)
- 1 çay bardağı hibiskus çayı
- 1 yemek kaşığı kırmızı şarap (opsiyonel ama olsa güzel olur)

Şimdi tüm bu malzemeler güzelce karıştırılır. Muhtemelen koyu kıvamlı bir karışım olacak bu nedenle hibisküs çayı ile karışımın kıvamını seyreltebilirsiniz. İsterseniz kaynamış ılımış su ile de bu işleme devam edebilirsiniz.

Yine 1 gece dinlendiriyoruz. Temiz ve kuru saçınızın görünmeyen yerinden seçtiğiniz küçük bir tutama kınayı sürüp çikolata kağıdı büyüklüğündeki alüminyum folyoya balyaj atar gibi sarıp yaklaşık 2 saat bekliyorsunuz. 2 saatin sonunda kınaya buladığınız tutamı önce yıkayıp durulayıp sonra kurutup farklı ışıklarda rengin istediğiniz gibi olup olmadığını kontrol ediyorsunuz. Oluşan rengin beklentilerinizi karşılaması halinde tutam tutam ayırdığınız saçlarınıza kınayı sürüp, streç film ile başınızı ambalajlıyor ve 2 saat daha beklemeye devam ediyorsunuz. Saçlarınızı güzelce yıkayıp durulayıp güle güle kullanıyorsunuz.

Bakır Kızılı:

Nam-ı diğer Hürrem bakırı ya da İncir Reçeli'ndeki kızın saç rengi. En nihayetinde 2010 yılına damga vuran turuncumsu bakır kızıl arası renk. İngilizce karşılığı strawberry blonde. Açık renkli bir saçınız yoksa lütfen bu işlemden sonuç beklemeyin. Muhtemelen arzu ettiğiniz rengi yakalayamayacaksınız. Çünkü kına doğal bir uygulama dolayısıyla koyu rengi açmak gibi yoğun kimyasal bir etkisi söz konusu değil.

Kamu spotunu tamamladıktan sonra açık kumrallarla konumuza dönecek olursak, kına ile de bu rengi elde etmek gayet mümkün. Sadece biraz daha kalabalık bir malzeme listesi var o kadar.

Gereken Malzemeler:

- Kına ( Klasik 1 su bardağı dolusu toz kına Yemen ya da Fas Kınası olması tavsiye edilir)
- 1 çay bardağı papatya çayı
- Yarım limon suyu
- 1 tatlı kaşığı dolusu zerdeçal
- Kuru soğanın en dışındaki sarı kabuğu haşlayarak elde ettiğiniz sarı su 1 kahve fincanı kadar
- 1 tatlı kaşığı toz tarçın
- 1 yemek kaşığı elma sirkesi

Burada püf noktası şu sirke ve limon suyunu zerdeçal ve tarçına ekleyip sonra kınayla karıştırmak. Ne kadar harika bir insanım hiçbir şeytani püf noktayı sizden esirgemiyorum. Zerdeçal ve soğan kabuğu güçlü bir renk verici olarak kınayla görevi paylaşacaklar. Neşeli günler filmindeki gibi biri sarı, diğeri kırmızı diye bağıracak ve sonuçta dostluk ve sevgi kazanacak. Karışımı 1 gece buzdolabında bekletin.

Kuru ve temiz saçınızın görünmez bir tutamına balyaj yapar gibi sürüp folyo ile paketleyin. 2 saat bekletip durulayın. Sonra kurutun. Ortaya çıkan renk hoşunuza giderse tüm saçınıza uygulayabilirsiniz. Sonuç muhtemelen Voila! olacak.

Bordo:

Ohaa yok artık filan demeyin kınayla gayet bu renk de mümkün. Yukarıda dedik ki koyu saçlılar hiç yeltenmesin çünkü bu renkte hayal kırıklığı yaşarlar kına uygulayarak. Peki şimdi bu renk tam onlara göre. Keratalar yine iyisiniz ben varım hepinizi düşünen. Başlıyoruz. Gelsin malzemeler...

Gereken Malzemeler:

- Kına ( 1 su bardağı toz kına İran Kınası olması tercih sebebi)
- Mor soğanın kabuğunun haşlanmış suyundan 1 kahve fincanı
- Rendelenmiş kırmızı pancar suyu, yahut hazır satılan pancar tozlarından kullanabilirsiniz ama hiç denemedim ölçek veremeyeceğim bu tozlara ilişkin orada inisiyatif alabilirsiniz.
- 1 çay bardağı hibiskus çayı
- 1 kahve fincanı sirke
- 2 yemek kaşığı kırmızı şarap (opsiyonel, yerine soğan kabuğu suyu yedeklenebilir kıvam için)
- 1 tatlı kaşığı öğütülmüş karanfil

Malzemelerimizi yine temiz cam kasede güzelce karıştırıp 1 gece buzdolabında bekletiyoruz. Ertesi gün saçımızın görünmeyen bir yerinde bir tutam deneme amaçlı sürüp balyaj yaparcasına alüminyum folyoya sarıp 2 saat bekliyoruz. 2 saat sonunda bu kınalı yapıncağı yıkayıp kurutuyoruz. Renk muhtemelen istediğimiz gibi olacak. Eğer öyleyse tüm saçımıza karışımı uygulayıp 2 saat bekleyip, 2 saat sonunda önce duruluyor sonra kuruluyoruz. Güle güle kullanın.

Gelelim sadede. Elimden geldiğince açıklayıcı ve anlaşılır bir şekilde anlattım. Bildiğim tüm püf noktalarını ve önemli adımları sizinle paylaştım. Akıllarda kalan soru işaretleri için sonunu bekledim.

* Hemşire hep renk istediğimiz gibi olursa demişsin ya olmazsa? Renk yoğunluğunun istediğiniz gibi olmaması ihtimalinde işlemi tekrar ederseniz ya da 2 saat sonunda rengi kontrol edip biraz daha uzun süre bekletirseniz istediğiniz sonuca yaklaşmanız mümkün. Ama derseniz ki bu renk benim beklediğim renk değil, öyleyse karışımda renk veren yardımcı unsurların miktarını arttırıp karışımı biraz daha bekletebilirsiniz. Bu kıyağı da size kimse yapmaz.

* Ölçek ölçek dedin bende bir kucak saç var ne yapacağım? O ölçekler renk ve kıvam ayarı için optimize edilmiştir. Renk ayarı aynı kalsın miktarı nasıl ayarlayacağım dersen, yarımşarlı olarak azaltıp arttırabilirsin miktarları. Yarım bardak kınaya yarım çay bardağı çay demi örneğin.

* Kına taşı diye bir malzeme var aktarlarda hiç kullanmadım. Benim tarif aldığım yakınlarım da kullanmamış. Yabancı kaynaklarda ise böyle bir malzemeden hiç bahsedilmemiş. Dolayısıyla benim de söyleyecek bir sözüm, bir bilgim yok kendileri hakkında (kına taşına bile gider yaptım ya hayretler içindeyim).

* Yağ konusu. Evet ülkemizde de yabancı kaynaklarda da yağ yoğurt yumurta gibi bilimum besleyici karışımlar ilave ediliyor ama ben bunlardan hiç bahsetmedim çünkü;

- Yağ ( zeytinyağından argan yağına hindistan cevizi yağına kadar) karışımın saça tutunmasını önlüyor dolayısıyla boyama etkisini ikinci sıraya düşürüyor. Karışımın kontrolünü zorlaştırdığı gibi renk yönünden işlemin verimini düşürüyor. Şahsi tavsiyem kına uyguladıktan sonraki süreçte yağ içerikli bakımlar kullanmanız.

- Yoğurt ve yumurta hatta maya asla! Rengin oturması için karışım bekletiliyor ve bozulma potansiyeli olan bu içerikler bakteri oluşumunu tetikleyebilir, zehirlenme ve alerjiye neden olabilir. Denememenizi öneririm.

- Bepanthen, Evigen, Bemiks durumunuz varsa deneyin ama ben ayrıca kullanılması tarftarıyım.

* Saçın yıkanması konusuna gelince ilk durulama hayli yorucu olacaktır. Ne çok sıcak ne çok soğuk suyla. Ilık su ile sabırlı ve nazik şekilde saçınızı kınadan arındırıp sonra her zamanki duş ritüelinizi uygulayın. Ben kına sonrası sabunla yıkıyorum. Birçok kaynak ve kına yakan eşim dostum ilk uygulama sonrası takip eden birkaç gün saçın yıkanmamasını tavsiye ediyor. Kınanın saça işlemesi için süre tanımak gerekiyormuş. Aklınıza yatar yatmaz bilemedim. Bu kısmını size bırakıyorum. Çok zorlamadığı sürece bekleyebilirsiniz. Yeni yıl, yeni saç, yeni şans, hadi bakalım rast gelsin.

Yeni yılın ilk yazısı kınaya kısmetmiş.

Fotoğraf isteyenler için şu an kafamda kına var. Yazıyı hiçbir eksik olmayacak şekilde harıl harıl yazmaya çalıştım. Kendi saçımı yıkayıp kurutunca bir öncesi sonrası fotoğrafı koyacağım.
Teşekkürlerinizi bana memnuniyetinizi arkadaşlarınıza iletin cankuşlar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Sağlıcakla kalın.