18 Kasım 2017 Cumartesi

Fi Dizisi Karakterlerinin Burç Tahminleri

2017 yılının en popüler vakalarından biri de Fi Dizisi oldu. Dizi internette yayınlanmasına rağmen oldukça geniş bir kitle tarafından benimsendi ve bence bunun sebebi, baştan savma değil de özenilen bir iş olması.

Bu dizinin esinlenildiği kitap serisini okumadım çünkü yazarının youtube'da bir söyleşisine denk gelmiştim, konuşurken bile anlatımı o kadar kesikli ve yorucuydu ki yazılı anlatımı en iyi ihtimalle konuştuğundan 2-3 gömlek daha iyi olsa dahi o kitabın akmayacağı aşikardı. Nitekim kitabı okuyanlardan gelen geribildirimler hep bu düşüncemi doğrular nitelikteydi. O nedenle kitabı okumadım ve okumayı da düşünmüyorum. Bunu belirtmemin sebebi kitapta karakterlere ilişkin paylaşılan ama diziye aktarılmayan detayları bilmiyorum. Bu yazı sadece diziden edindiğim izlenimler doğrultusunda yazılmıştır.

"Burçlara inanmıyorum ama" ile başlayan cümleler de en az "burcumun özelliklerini taşıyorum" kadar klişeleşmişken gazetelerin dergilerin magazin sayfalarındaki gibi eğlencelik bir yazı yazmak niyetim. Bu yazı tamamen kişisel gözlemlerime dayalı oluşturulmuş bir profillemedir.

İnternet ortamındaki herşeyden nem kapan aşırı hassas ve duyarlı kitleye (onlara ne yapsam nafile farkındayım ama) karşı kamu spotunu yaptıktan sonra konumuza dönebiliriz.

Özge Egeli: Berrak Tüzünataç'ın güzelliğini tartışacak değilim ama Özge karakteri gerçekten çok sinir bozucu, gıcık bir tip. Birinci sezonda sahip olduğu değer yargıları ve doğrularını babasına ve babasına duyduğu öfke doğrultusunda bütün erkeklere ve erk sahiplerine duyduğu bir hınçla savunuyordu. Bu nedenle çalışkanlığı, inadı ve bir konunun üzerindeki ölesiye ısrarı da babasından alamadığı intikamı hayattan dolaylı olarak alma çabasıydı. Hiçbir doğruyu rasyonel olarak savunurken göremedik onu, hep birilerine karşı ve birilerine rağmen var olma çabası içindeydi. Nitekim dizinin ikinci sezonunda bu tavır yerini düşmanına benzemeye bıraktı. Özge yine intikam peşinde ama bu sefer düşmanlarının yöntemini kullanıyor. Tahminimce Özge kova burcu, hep benim dediğim olsun, hep benim doğrum doğru halleri de bunun sağlamasını yapıyor. Bir de delimsereklik var. İstediğine ulaşmak için her yolu yapacak biri. Ölçüsü yok. Kimseye eyvallahı yok çünkü sevdiklerini kaybetmiş. Kaybedecek kimsesi yok. İnsanları amaçları doğrultusunda kullanılacak araçlar olarak görüyor ve gerektiğinde harcamaya hazır. Bu anlattıklarım düpedüz bir kova kadını. Bir de ne dedik inat! Özge'nin inatçı olduğu alt metinde yansıtılıyor. Bu da bana yükselen burcunun koç olduğunu düşündürdü. Aslında hep ön planda olmak istemesi de bunu destekliyor.

Bilge: Kendi halinde iddiasız gibi görünen ama amaçlarının ne olduğunu en yakınına bile sezdirmeyecek kadar kendini gizleyebilen ve hedefine kilitli bir şekilde ilerleyen bir kız Bilge. Güzel mi? Sayılmaz ama çirkin de değil. Cazibesini ve arzularını dizginlemeye çalışıyor hatta. İnsanları gözlemleyebiliyor, sezgilerini kullanarak başladığı süreçleri dedektif gibi iz sürerek tamamlıyor. Satıraralarını okumayı, görünenin ardında yatanı tercih ediyor. Meraklı biri. Ama merakını doğru yönlendirmeyi keşfettiği ve bunu verimli ve başarılı olabilmek için kullandığı için kimse onun meraklı olduğunu düşünmüyor, herkes onu azimli ve çalışkan olarak tanımlıyor. İnsanları anlamayı ve yardım etmeyi tercih ediyor. Zaman zaman bu nedenle anlaşılmak, takdir edilmek ve dahası keşfedilmek istiyor. Can Manay' ın insanları çözümlemesi ama bunu hiç sezdirmemesi onu çok etkiliyor ve onun bir gün kendisini de ilmek ilmek çözeceği günü bekliyor. Bu durumda bence Bilge tam bir akrep kadını. Ama duygularının esiri olmadığı için akılcı ve soğukkanlı bir tarafı da var. Bu nedenle yükseleni kova olan bir akrep kadını Bilge.

Deniz: Küstahlık derecesindeki özgüveni ve kontrol delisi oluşunu o sempatik, yakışıklı ve hülyalı halleriyle kamufle edebilen bir erkek. Yüksek sanat ile yoğrulmuş bir hayatın getirdiği bir romantizm ve özgünlüğün ötesinde aslında kendi düş ve düşün dünyasının ideal ölçeklerine uygun ilkeli ve dostane bir ruhun ancak sanatla sağaltılabileceğinin bir örneği gibi. Sevdiğini sahipleniyor ama koruma ya da kayırma gibi bir tavırda değil. Bu hali, adalet duygusu gelişkin gibi bir imaj çizse de aslında bu duygusal bir korunma duvarı. Kullanılmaktan korkma halinin bir tezahürü gibi. otuzlu yaşlarının sonunda bile liseli bir genç gibi aşk acısı çekebilen duygusallığı aklıma iki ihtimali getiriyor. Yengeç ya da balık erkeği. İncindiği durumlarda kaçma ve yok sayma eğiliminde olması bana balık olduğunu düşündürüyor. Popülerite peşinde olmasa da sahnede olmak istemesi ve kontrolün daima kendinde olmasını istemesi, doğrularının tartışmaya kapalı olması, yükseleninin aslan olduğunu düşündürüyor.

Duru Durulay: Adı ve kibriyle proje çocuk olduğunu düşündürüyor. Hırslı ve idealist bir annenin küçük yaşta ilmek ilmek işlediği bir genç kadın. Başarılı olmak için yapmayacağı hiçbir şey yok. Hırslarının esiri ve duygularını uçlarda yaşıyor. Kafaya koyduğunu elde etmek konusundaki başarısı tartışmaya kapalı. Ama bunların ötesinde muazzam bir güzelliği var ve her haliyle baştan çıkarıcı ve estetik. Bununla birlikte erişilmez bir soğuklukta. Kendibaşınalığını seviyor. Kendini adadığı konularda yorulmak vazgeçmek bilmiyor. En can sıkıcı durumlarda bile kendine inancını kaybetmiyor. Başına buyruk ve maniple edici hallerini de göz önünde bulundurunca Duru olsa olsa bir boğa kadını olabilir diyorum. Sahnede olmak, daime beğenilmek isteği ise onun yükseleninin aslan olduğunu düşündürüyor.

Can Manay: Zekasına yetişmek mümkün değil. Otistik eğilimleri var. Şehrin karanlık dehlizlerinde tanınmadan başkaları gibi var olmak onun içindeki farklı karakterleri yaşama ve onlara da söz hakkı tanıma düşüncesinden ileri geliyor. Bu devingenliğin ötesinde kendi adını markalaştırmak adına keskin ve zor beğenen bir kalite algısına sahip ve dahası kendine has hal ve tavırları takıntıymışçasına haute couture tasarlanmış bir alfa erkek. Kendisi olsa olsa ikizler erkeği olabilir.

Diziye ilişkin bir eleştiri, yazımdan da anlaşılabileceği gibi Can Manay çok değişik bir profil olmasına rağmen karakter, hikayede bütün boyutlarıyla işlenmiyor. Biz bu  adamı olabildiğinde düz ve keskin hatlarla izliyoruz ve tahlil edebileceğimiz bir olay örgüsüyle karşılaşmıyoruz. Deniz'in Duru'nun, Özge'nin ve Bilge'nin neden sonuç ilişkisi kurabileceğimiz örneklerine rastlarken Can Manay oyun kuran ve hikayedeki diğer karakterleri maniple eden ve aslında yer yer bu insanların hayatlarına ilişkin kesitleri izlerken kendi sesinden anlatımlarıyla da sezdirilmeye çalışılan Can Manay karakterinin hikaye ile izleyici arasında bir katman olduğunu, başrolden öte bu hikayenin ilahı olduğunu ve bizim diğer tüm insanları bir noktada onun anlatımı ve analizleriyle izlediğimizi hissettiriyor. Kendi ise tasvire ve analize gerek kalmayacak kadar gerçek ötesi bir karakter. Bakalım önümüzdeki bölümlerde kendisini anlamak ve yerine koymak için yeterli sebebimiz olacak mı? izleyip göreceğiz.

Diziyi izlemekten zevk alıyorum. Önümüzdeki dönemde Sadık Murat Kolhan, Eti Hanım ve Göksel'in de burçlarını ele almak isterim ama kendilerini profilleyecek kadar izleyemedik dizide. Umarım önümüzdeki bölümlerde hikayelerine daha çok yer verilir.

17 Kasım 2017 Cuma

GRATİS'in BEKLENEN BÜYÜK İNDİRİMİ & ALDIKLARIM

Malum Gratis' in müşterilerin gönlünde yer etmesini sağlayan, her sene aynı dönemlerde yaptığı geniş çaplı indirimleridir.
Daha önceki yıllarda da her ürününü dahil ettiği indirimlerden edindiğim alışveriş tecrübesi doğrultusunda oldukça soğukkanlı olduğumu sanıyordum ta ki bana en yakın Gratis şubesinden içeri girene dek. Mübalağasız bir girdabın ortasında buldum kendimi. Mağazanın içindeki sıra mitokondrinin içindeki kristalar gibiydi. Bu sıranın etrafını tavaf ederek alışveriş yapan insanlar ile kalabalık dayanılmaz düzeydeydi. Elbette bu durum dirençli ve inatçı Türk insanını yıldırmaya yetmeyecekti.

Yılmadım! Gerçekten temel olan birkaç parçayı alıp mağazayı bir tur dolaştıktan sonra sıraya girdim. Sıra arkadaşlarımla biraz ahbaplık ettikten sonra listemdeki diğer kalemleri almak üzere çıktım önce karaborsa olan sepetlerden aldım, bunun için bile birkaç dakika beklemem gerekti. Arada sırada yerime dönmek suretiyle turlayarak alışverişimi tamamladım. Yaklaşık 35-40 dakika sırada geçti. Bu süre içerisinde aldıklarımı sindirdim ve abartmamaya çalıştım. Gerçekten o "herşey indirimde" düşüncesi ve kozmetik kıtlığından çıkmışcasına abartan tipleri görmek insanı zıvanadan çıkartmaya yetiyor.

Neyse bugüne yetişemeyenler için yazıyorum, yarın neler alabilirsiniz alternatif ürünleri içeren alışverişimin size fikir verebileceğini sanıyorum. Çünkü ben zaten ihtiyacım olan, bir süre önce bitmiş olan ya da kısa bir süre içinde bitecek olan ihtiyaçlarımı listelemiştim ve bu alışverişi bekliyordum. Listemin dışına çıkmadım sadece adetler değişti. Bu nedenle vicdanım rahat ve mutluyum.

Hadi başlayalım...

1) Orkid Infinity: 1 paket normal ve 3 paket gece olmak üzere 4 paket aldım. 4,95 TL' ydi paket fiyatı ve bu rakam daha önceki indirim alışverişlerimi karşılaştırınca bu ürünün lansman döneminde bile bu fiyata almamıştım diyebilirim.

2) Ipana Diş Macunu 3 Boyutlu Beyazlık: Bunu zaten kullanıyordum. Aslına bakarsanız diş macununa acil ihtiyacım yok ve zaten önümüzdeki hafta Ağız Bakım Haftası olduğu için Migros'ta indirim olacağını düşünüyorum. Malum Migros indirimleri drugstorelardan daha avantajlı olduğu için ağız bakım ürünlerinden sembolik olarak ihtiyaç listemde yer alanlardan tek kalemi aldım. İstikrar budur. Fiyatı 5,25 TL.

3) Benri Organik Hidrofil Pamuk: Hem organik hem de organik olmayan pamuk daha önceki alışverişlerimden yeterince var aslında bu nedenle sadece 1 paket almakla yetindim. İnsanlar sepetlerinin tabanına pamuktan istinat duvarı çekiyorlardı. İlginç. Fiyatı 2.45 TL.

4) Penti Natura Koton Külotlu Çorap: Bir kadının en temel giyim unsuru siyah külotlu çoraptır malum. Ben de külotlu çorap hastasıyım zaten ve rengi ne olursa olsun uygun fiyatlı buldum mu kaçırmam, Bu gayet güzel bir fırsattı keşke başka renkleri de olsaydı. Fiyatı 4.85 TL.

5) Benri Kulak Temizleme Çubuğu 200 ADT: Yine kişisel bakımın temel kalemlerinden biri, evde vardı ama yedekledim çünkü bunların bile fiyatları normalde çok yükseldi. İhtiyaç halinde alırken gözyaşı dökmek istemiyorum. Fiyatı 1.45 TL

6) Dove Sabun: Exfoliate ve klasik olmak üzere 2 çeşidini aldım. Duşta kullanıyorum, evde her iki çeşidinden de en az 30'ar kalıp olmasına rağmen aldım çünkü ben hediyelerimin içine birer kalıp sabun eklerim ve bu genellikle Dové olur. Fiyatları 1,95 TL.

7) Penti Pantolon Çorabı: Diz altı çorap da elbette hayat kurtaran bir diğer parça ben de 2 paket aldım çünkü 0,80 kuruşa geldi tanesi. Pişman değilim.

8) Nexcare Yara Bandı: Yara bandı evde az kalmıştı, hazır indirim varken birkaç çeşit birden aldım. Hangisinin performansından memnun olursam onunla yoluma devam edeceğim. 8'li paket ve fiyatı 1.60 TL.

9) Benri Yara Bandı: Şeffaf ve klasik olmak üzere 2 verisyonunu da aldım. Denemek için şeffaf olan 1,25, klasik olan 1,75 TL.

10) Benri 10'lu Cep Mendili: Mendil konusunda kalite algım Selpak ve diğerleri olarak ikiye ayrılıyor. İşlevsellik olarak da bu şekilde kullanıyorum. Gayet uygun fiyatlı ve acımadan kullanabilirim. 2,45 TL.

11) Eklips Fondöten Fırçası: Kedi dili şeklindeki bu fırçayı uzun zamandır gözüme kestirmiştim, denemek için aldım. Maske sürmek için kullanacağım. Fiyatı 3.95.

12) Pretty By Flormar Styler Dudak Kalemi 209: Bu da uzun zamandır almayı düşündüğüm ve bu indirimi beklediğim bir üründü. Rengine hayran kaldım ama bu noktada gıcık olduğum bir durum var. Gratis tüm ürünleri deli gibi bantlıyor, bu ürün de aynen öyle bantlıydı ve eve geldiğimde ucunun açıldığını fark ettim çok sinirliyim. Tamam insanımız saygısız ama sen ne diye kullanılmış ürünü bantlayıp koyarsın ki? Fiyatı 2.45 TL.

13) Pastel Oje 251: Bu renk yeni sayılır ve ben çok beğendim. Geçen ojelerin de dahil olduğu Watsons indiriminde bu rengi bulamamıştım. Bu alışverişte buldum ve aldım. Fiyatı 1,95 TL

Minimal alışverişim ve manzumesi




Benim için gerçek manada ihtiyaç alışverişiydi. Daha önce Gratis'in yaptığı bu büyük indirimlerde bütçemin sınırlarını zorlardım. Bu sefer gayet ölçülüydüm. Kendimi tebrik ediyor darısı başınıza diyorum.

PART2

İndirimin ikinci ve son gününde yine gittim bu sefer ölümüme susamış olmalıydım gerçekten bazı zamanlar kendime hayret ediyorum. Aldıklarıma gelince:

1) Palmolive Thermal Spa Banyo Sabunu: Kokusunu sevdiğim için aldım. Sabun zaafım var zaten ve dayanamadım. Fiyatı 2,95 TL.

2) Orkid Infinity Gece ve Normal: Dün almalara doyamamışım demek ki. Yıllık bir stok oldu. Bir de bu serinin ücreti yüksek ve her geçen gün biraz daha artıyor bu nedenle de bu fiyattan bulunca kaçırmak istemedim.

3) Eklips Göz Farı Fırçası: Yeni takıntım makyaj fırçaları. Ama esas göz farı fırçasına takıldım. Bu fırçayı daha önceki indirimlerde bulamamıştım, bulunca kaçırmak istemedim.

4) Wilkinson Xtreme Beauty Tıraş Bıçağı: İhtiyaçtı ve dün karar verememiştim hangisini almam gerektiğine. Bakalım deneyip karar vereceğim. 4'lü paket ve kaliteli bişeye benziyor. Umarım memnun kalırım fiyatı 7,90 TL.

5) Dové Sabun Shea Butter: Dové sabun ilk çıktığında ben çocuktum ama o günden beri evimizden hiç eksik olmaz. Her çeşidini mutlaka almış kullanmışımdır ama bu shea butter'ın kokusu benim favorim umarım bunu piyasadan kaldırmazlar. Çok güzel. Fiyatı 1,95 TL.

6) Doğadan Armutlu Beyaz Çay: Cam şişede, beyaz çay olduğu için aldım. Fiyatı 1,45 TL.

7) Nescafe Xpress Latte & Choco: Madem o kadar bekledim değsin bari diyerek aldım. İyi de ettim Rossmann'da fiyatı beş liraya yakındı. Gratis indirimli fiyatı ise 2,45 TL.

8) Eti Karam Bitter: Enerjimi tazelemek için aldım. Tanesi 75 kuruş.

Nasıl olduğu konusunda herkesin deneyimi ve fikri farklıdır elbette ama iki gündür sırada o kadar tatlı insanlarla tanışıp kaynaştım ki. Kadın dayanışması ne güzel bişey ya. Hele ki milletin birbirini tırmaladığı bir ortamda bunun örneklerini görmek harika. Nezaketi ve eğlenceyi elden bırakmayın, her koşulda insan olduğunuzu unutmayın.

Bir sonraki alışveriş macerasında görüşmek üzere... 

15 Kasım 2017 Çarşamba

#Kasım #2017 #Bitenler

Tüketim toplumu klişesinin neferleriyiz malum. Kapitalizme yaptığımız katkının devamlılığı adına kullandığımız her şeyin ama her şeyin bir miadı ya da sonu var. Biz sıradan faniler, ölümlü olduğumuz gerçeğini kabullendik de sevdiğimiz ürünlerin bitmesini de aynı olgunlukla kabulleniyor muyuz?

Elbette! Malum kapitalizmin çarkları iliğimize kemiğimize öyle bir işlemiş ve hatta bizi öyle bir dönüştürmüş ki sadece satın aldıkça değil tükettikçe ferahlıyoruz. Çünkü ancak bu sayede yaptığımız alışverişin, harcadığımız paranın boşa gitmediğini kendi kendimize ispatlıyoruz. Böylelikle alışveriş denen o ummanda yeni ufuklara yelken açmak için kendimizde daha güçlü bir mesnet buluyoruz; gereklilik. Sonuç olarak, bu hızlı tüketim sisteminde anlık kararlar ve pazarlama stratejilerinin de katkısıyla almış olduğumuz ürünleri bitinceye kadar kullanacak tahammülü gösterebiliyorsak zihnimiz, yaptığımız alışverişin gerekli ve faydalı bir iş olduğuna ikna oluyor. Acaba almasa mıydım? Bu ürüne bu kadar para verilir mi? Ne gereği vardı şimdi bunun? gibi tereddütlerin yerini haklı bir gurur, kendin emin bir duruş alıyor. Bir sonraki alışverişlerimizde çok daha vakur ve kararlı atıyoruz ürünleri sepetimize.

Aynen bu düsturla tüm blogger alemi çarşaf çarşaf yayınlıyor bitirdiği ürünleri. Üstelik ürünlerin kullanımı süresince edindikleri izlenimleri paylaşarak potansiyel tüketicilere de kılavuzluk ediyorlar.

İşte bu yüce amaçla bu hafta başında evde biriktirdiğim bitmiş ürünlerimin ambalajlarını toplayıp Birleşmiş Milletler toplantısı benzeri bir fotoğraf aldım. Hepsini tek tek yazacağım.


Görseller konusunda oldukça acemiyim ama konumuz ürünlerin görselleri değil, işlevleri. Öyleyse başlayabiliriz.

1) Palmolive Body Butter Vanilya Aşkı: Banyoda sabun kullanmayı tercih ediyorum. Ama her defasında farklı sabunlara geçmeye çalışıyorum. Bu sabunları da ilk çıktığı zaman almıştım ama ancak sıra geldi. Kokusu gerçekten kalıcı, Banyo sonrası kuruluk diğer banyo sabunlarıyla eşdeğer. Bu ürünün avantajı gramajı ve kokusu olabilir. Öyle kurabiye gibi vanilya kokmuyor, biraz ilaç gibi bir keskinliği de var sabundaki vanilya kokusunun. O nedenle çok keskin kokulardan hoşlanmayanlar tercih etmeyebilir. Yeniden alır mıyım? Evdeki sabun stoğum bitince belki. Bu serinin tüm çeşitlerinden üçer beşer almışım vaktiyle hatta. Onlara bile ne zaman sıra gelecek kim bilir?

2) Garnier  Saf & Temiz 3'ü 1 Arada: İlk çıktığı günden beri kullandığım bir ürün. taa ki reklamlarında Sinem Kobal'ı oynatıncaya kadar. Markaların reklam yüzü olarak seçtiği kişileri sevmiyorsam ürünlerini kullanmaya ara verebiliyorum taa ki o kişinin yerine sevdiğim ya da en azından olumsuz bir referansı olmayan biri geçinceye kadar. Bu ürün gerçekten cildi temizleyen bir ürün ama her günlük kullanıma kesinlikle uygun değil. Eve Shop'tan yaptığım bir alışverişte bu ürünün sample'larını eklemişlerdi bu geçici boykot döneminde idare etti. Garnier reklamlarında antipatik bir başka ismi oynatmaya başladığı için ( Demet Özdemir) yeni ve gerçekten sempatik bir reklam yüzüne geçinceye kadar yollarımız ayrılıyor bu ürünle.

3) Benri Aseton Şeftali & Mango: Fiyat performans açısından gayet başarılı bir ürün. Çok aseton tüketen bir insan olmamama rağmen bu görmüş olduğunuz şişe beşinci filan olabilir. Ojeyi gayet söküp atarken tırnakları susuz kalmış çorak tarlalara çevirmiyor ve daha da önemlisi insanın burnunun direğini kıran keskin aseton kokusu yok. Mis gibi meyve kokuyor. Pahalı da sayılmaz. Daha ne isterim ki. Almaya devam edeceğim bir ürün, sadece Gratis'in indirimlerini kovalıyorum.

4) Flormar Pretty Şeffaf Tırnak Cilası: Küçücük fıçıcık ama kendisi çok hayat kurtarmıştır. Tırnak cilasını amacı dışında kullanan biri olarak taşınma evresinde kırılan, çatlayan bibloları onarmak için kullanıyorum. Uygun fiyatlı olması, küçük şişede olması, yüzeyler arasında katman gibi durmadan nesneleri kolayca kaynaştırması avantajları arasında. Üstelik kaç senedir kurumadı ya da yapısında bir katılaşma olmadı da. Küçük olduğuna bakmayın baya uzun süredir kullanıyorum bitmek bilmedi. Çantamdan hiç eksik etmiyordum. Şimdilerde hala var mı bilmiyorum ama bulursam görürsem tekrar alırım. Bulamazsam üzerine istemeye istemeye gül koklayacağım.

5) Nivea Care & Color Rosé Renkli Dudak Balmı: Kendilerini aldığım günü çok iyi hatırlıyorum, büyük bir boşluk anında daha sonra pişman olmamak adına alınmış küçük bişeydir. Bu dudak balmları hakkında bir yazı yazmak farz oldu. Konumuza dönecek olursak klasik Nivea dudak balmı. Kesinlikle tekrar almam. Dudak peelingi ve krem allık yaparak tükettim çünkü tüketmezsen bu meretler küfleniyor. Neyse bittiğine gerçekten çok sevindim. Çünkü şimdiye kadar abartısız bu ürünlerin neredeyse her çeşidini aldım hepsi bir süre sonra küflendi ve attım. Çok sinir bozucu bir durum.

6) Nivea Q10 Sıkılaştırıcı Vücut Nemlendiricisi: Madem Nivea'dan başladık, buradan devam edelim. Bu serinin her ürünü var bende. Bu nemlendiriciyi dördüncü defa kullanıyorum. Kokusu muazzam, cilt tarafından emilimi çok kolay, ciltte bıraktığı tazelik hissi ve nem çok güzel. Kokusu da çok güzel ama bu krem kendi başına bir hiç. Serinin diğer ürünleri ile birlikte ve her gün düzenli olarak kullanırsanız cilt yüzeyinde sıkılaşma hissediyorsunuz ama düzenli kullanmayacaksanız beklentiye girmeyin derim. Ama şöyle bir gerçek var ki diğer vücut nemlendiricileri ile hemen hemen aynı fiyatta, en azından sıkılaştırıcı etkisi olan bir ürün kullanayım diyorsanız vücut nemlendiricisi olarak kullanın çok memnun kalırsınız. Kesinlikle bereketli bir ürün. Tekrar tekrar alıyorum zaten kokusu ve cildimde bıraktığı nem için en yakın indirimde tekrar alacağım.

7) Avon Advance Techniques Dry Ends Serum: Kesinlikle tekrar alacağım bir ürün daha. Mis gibi kokuyor, Saçları ağırlaştırmıyor, Kuru saçlardaki elektriklenmeyi, saç uçlarındaki çatallaşmayı önlüyor. Kolay tarama sağlıyor bir de fiyatı dönem dönem çok uygun oluyor. Tüm vaatlerini yerine getiren bir ürün için gayet ulaşılabilir ve tercih edilebilir bir fiyatta satılması ayrıca avantaj. Bittiğine gerçekten üzüldüğüm bir ürün oldu. Aramızda duygusal bir bağ oluşmuştu.

8) Cecilé Iris Parfüm: Bu sıralar hep sevdiğim ve tekrar tekrar aldığım ürünler bitti. Bu durumda bütçem adına üzülürken vaktiyle kozmetik alanına yaptığım yatırımlar nedeniyle de seviniyorum. Bu parfümden evde kaç şişe var bilmiyorum. Cecilé parfümlerinin hemen  hemen her çeşidini denedim ama en çok Iris'i seviyorum. Elimin altında pek çok high-end parfüm olmasına ve hatta uygun fiyatlı parfüm kategorisinde sahip olduğum tek parfüm olmasına rağmen diğerleri kadar sevdiğim ve tercih ettiğim bir parfüm. Almaya devam edeceğim. Bu parfümle ilgili tek bir problem var, kapakları çok dandik. hemen kırılıyor çantaya atamıyorsun. Yine de seviyorum. O paraya alınabilecek en iyi parfüm bu kesinlikle. İndirimlerde yedekliyorum, pişman değilim.

9) Rosense Doğal Gülsuyu: Gülsuyu benim hayatımın vazgeçilmezi, kendimi bildim bileli bizim evde gülsuyu hiç eksik olmaz. Gülbirlik markasına güvendiğim için Rosense alıyorum. Ama artık gülsuyu Tac Mahal dönemindeki kadar popüler. Haliyle pek çok marka gülsuyu üretiyor satıyor. Fırsatım olursa farklı markalardan alıp ürün karşılaştırması yapacağım. Ama şimdilik bu şişenin de yedeği vardı. Onun bitmesini bekliyorum.

10) Doa Kozmetik Lavanta Yağı: Vaktiyle alınmış ve anca kullanım sırası gelmiş bir diğer ürün daha. Doa Kozmetik'ten yaptığım ilk ve son alışverişin en kıymetli parçalarından biriydi. Uzun süre kullanmaya kıyamadım sonra uyku problemi yaşayınca açtım ve kullanmaya başladım. Gerçekten Doa Kozmetik'ten gelen ürünler içerisinde tek güven veren iyi üründü. Oldukça bereketli bir üründü yaklaşık bir buçuk yıldır hemen hemen her gece kullandım. Sonra başka başka amaçlar için de kullandım ve daha yeni bitti. Cam şişede olduğu için şişesini saklayacağım. Doa Kozmetik'ten tekrar alışveriş yapmama kararı aldığım için  başka bir üreticinin lavanta yağını kullanmaya devam ediyorum.

11) L'oréal Nutri Gold Extraordinary Oil: L'oréal piyasadan çekmesin diye dua ettiğim bir diğer ürün, bir diğer seri. İlk çıktığında Gratis indirimine denk gelmişti ve hiç denemeden 2 şişe birden aldım, iyi ki de almışım. Bu bitirdiğim 3. şişe. Hiç pişman değilim. Yedeklediğim bir diğer ürün. Almaya devam edeceğim. Kuru cildime iyi gelen nadir ürünlerden biri. Ölünceye kadar almaya devam edeceğim. Hunharca kullanmama rağmen çok bereketli olduğunu eklemeliyim. Çok güzel kokuyor. Cildi harika nemlendiriyor.

12) L'oréal Nutri Gold Extraordinary Oil-Cream: Bu seri gerçekten bir harika dostum. Çıkar çıkmaz aldığım ve bayıldığım bir ürün. Kokusu, yapısı, etkisi, ciltle bütünleşmesi harika. Artık senkronizasyonu da oturttum krem ve yağ aynı anda bitti. Bir süre elimde biriken diğer ürünleri kullanmak üzere ara vereceğim ama onlar biter bitmez yeniden kullanacağım. Çok uzun süre ayrı kalabileceğimi zannetmiyorum. Yedeğim yok, ilk indirimde yeniden alacağım.

13) Caldion Jeans For Men Parfüm: Bu küçük ürün aslında bir erkek parfümü ama kokusu çok güzeldi zaman zaman değişiklik olsun diye kullandım ve bitti. Şişesi harika ve kullanışlı olduğu için kullanmaya devam edeceğim.

Bu haftanın bitenlerini elimden geldiğince detaylı olarak anlatmaya çalıştım. Çoğunlukla kullanmayı sevdiğim ve yeniden alacağım ürünler bitmiş. Önümüzdeki dönemde, almaktan bıktığım, artık almam dediğim, aldığıma pişman olduğum ürünleri bitirmeye çalışacağım.

25 Ekim 2017 Çarşamba

25-29 EKİM 2017 WATSONS İNDİRİMİ

Uzun zamandır açmayı planladığım bloğumun ilk yazısı bugüne kısmetmiş.

Kozmetik ürünlerinin fiyatlarındaki hızlı ivme tüm tüketicilerin malumu. Halbuki ne güzeldi geçtiğimiz yıla kadar kozmetik sektöründe marka ve ürün çeşitliliği oldukça iyi düzeydeydi. Kişisel bakım zincirlerinin arasındaki pazar payı rekabeti de tüketicinin menfaatineydi ancak sonra ne oldu bilinmez tüm kişisel bakım zincirlerine bir doygunluk geldi sanırım; sembolik indirimlerle işin tadı kaçtı. Dahası fiyatlar her geçen gün artıyor hatta yer yer katlanıyordu.

Diğer taraftan ürünlerin mağazalarda bulunabilirliği konusunda hayli sorun yaşanıyordu. Yeni çıkan ya da hedef kitlesinden tam not alan her ürün karaborsaydı. Bu durum toplumdaki kozmetik açlığının değil görgüsüzlüğün bir tezahürüydü bana kalırsa. İşte sanırım tam da bu noktada, kişisel bakım mağazaları, tüketicinin zaafını keşfetti; ürünlerin fiyatı ne olursa olsun onlar hedeflerindeki satış kotasına ulaşıyorlardı. Hal böyleyken indirim oranları için birbirlerini kırmalarına gerek yoktu.

En nihayetinde döviz kurundaki hızlı artışın da bahanesiyle fiyatlar yılın ikinci yarısından itibaren uçuşa geçmişti. Döviz kurundaki artışın bahane olduğunu geçmişteki ithal malların kur optimizasyonu çalışmalarımdan gayet net bir şekilde söyleyebilirim. (İsterseniz bu konuya ilişkin daha teknik ve detaylı bir yazı yazabilirim daha sonra).

Kozmetik fiyatlarını takip etme alışkanlığım nedeniyle haziran ayından bu yana yapılan indirimlerin hiçbiri beni ikna etmiyor dahası endişelendiriyordu.

Konumuza dönecek olursak, 2014 yılından beri markaların ve ürünlerin indirimli ve indirimsiz fiyatlarının arşivini tuttuğum için rahatlıkla söyleyebilirim ki 25-29 Ekim 2017 Watsons indirimi son 4 ayın en gerçekçi indirimi.

Watsons dün akşam indirimi ilan ettikten sonra sitesine girdim ve benim almayı düşündüğüm ürünlerin indirimsiz fiyatlarını ve kampanyada olan ürünlerin kampanya dahilindeki fiyatlarını not ettim. Sabah da alışverişe çıkmadan, indirimli fiyatları karşılaştırdım. Listemi kaptığım gibi en yakı Watsons mağazasına gittim. Henüz reyonlara indirim etiketleri yerleştirilmemişti. Ekip oldukça yoğun bir şekilde bu etiketleme le meşguldü ve buna rağmen oldukça güler yüzlü ve yardımsever yaklaşıma sahiplerdi.

Evdeki kozmetik stoğum orta ölçekli bir yerel parfümeri açmaya yeteceği için alışveriş ölçeğimi daraltmaya ve yeni ürünleri denemeye öncelik vermeye çalıştım.

Aldıklarımı kalem kalem aşağıda belirteceğim. Fiyat konusunda akıllarda soru işaret kalmasın diye b alışverişe ait fişin de fotoğrafını ekleyeceğim.

1. L'oreal Saf Kil Siyah Nokta Karşıtı Maske: Bu maske serisinin en yeni üyesi olduğu ve gözenek sıkılaştırma vaadi olduğu için bu maskeyi bir aydır almak istiyordum. Migros indiriminde aynı fiyata olmasına rağmen bu versiyonunu bulamadığım için bugün alabildim. Nivea'nın yeni Urban Detox maskesi ile arada kararsız kaldım. Onu bir sonraki indirime erteledim ve bunu aldım. Bu arada bu maskelerin yanında hediyeler bantlanmıştı. Benim çanta içi organizerına ihtiyacım oluğu için küçük siyıah keçeden bir çanta bantlı olanını aldım. Fiyat aynı. Sadece fişte 0,01 kuruş bir maliyet belirtmişler (stok çıkışında bedel belirtilmesi gerektiği için olabilir diye düşündüm çok düşük bir meblağ olduğu için dert etmedim açıkçası).

2. Rimmel London Magnif'eyes Eyeshadow & Kohl Kajal: Çift taraflı bir ürün; bir tarafı far diğer tarafı sürme gibi ama her iki tarafının da yapısı çok yumuşak, kalıcılığı gayet iyi. Uygulaması gayet pratik ve zaman içinde akma bulaşma dağılma yapmıyor. Aldıklarımın içinde en içime sinen ürün bu oldu diyebilirim. Halbuki sırf renkleri hoşuma gittiği için almıştım, pek beklentim yoktu diyebilirim. Üzerinde rengini belirten bir isim ya da numara yazmadığı için belirtemiyorum fotoğraftan inceleyebilirsiniz.

3. Maybelline Color Sensational Metallic 30 Molten Bronze: Mağazada gördüğümden beri almak istediğim bir rujdu. Duochrome bir ruj. Hem yeni sezonun modasına uygun hem de renk oldukça özgün. Serinin diğer renklerine de mutlaka şans verilebilir ancak ben Molten Bronze' dan başlamak istedim. Pişman değilim. Olay yaratacak ve kara borsa olacak bir ürün olacağını tahmin ediyorum.

4. L'oreal Color Riche Matte 640 Erotique: Bu ne olur ne olmaz diye aldığım bir rujdu. Yaklaşık iki buçuk yıl önce henüz ilk çıktığı zaman aldığımda ses getireceğini öngörmüştüm. L'oreal' in sevilen ürünleri pat diye üretimden kaldırma huyunu iyi bildiğimden bu fiyata bir daha bulamam endişesiyle yedekledim. Pişman değilim.

5. Pastel Show By Pastel Dudak Kalemi No 204: Şu dünyada en sevdiğim kozmetik ürünlerinin başında dudak kalemleri geliyor. Dudak kalemlerinin makyajdaki yeri ve önemi yeni yeni keşfedildi ve keşfedilmesiyle fiyatlar aldı başını gitti. Kolay kolay da indirimlere dahil edilmiyor. Bu renk kullanışlı göründü ve indirime dahil edilince de hemen aldım.

6. Pastel Oje No 229: Bu rengi annemle uzun zamandır kafaya taktığımız mat ve tok lacivert renge mukabil aldım. Tek kat boncuk mavi, iki kattan sonra renk şişedekinden bile daha koyu oluyor. Gayet beklentimi karşıladı.

7. Flormar OjeNo 452 Marine Lover: Yine yukarıda belirttiğim lacivert oje takıntımıza binaen aldığım bir diğer oje de bu. Çok güzel bir rengi var. tek katta aradığımız koyu tok mat lacivert rengi sağlıyor.

8. Pastel Oje No 238: Koyu mürdüm morunun içinde iri yaldızlarla bu kış en çok kullanacağım ojelerden olacağını düşünerek aldım. Bordolardan gına geldiğinde can kurtaran olacak nitelikte bir renk.

9. Rimmel London Step-2 Super Gel Top Coat: Daha önceleri gereksiz buluyordum bu jel son kat cilalarını ama fiyatı oldukça iyiydi bu nedenle denemek için aldım.

10. Golden Rose Holographic Oje No 06: Mavi & lacivert oje olarak çok tercih ettiğim renkler değil bu nedenle yukarıda aldığım ojeleri daha kullanışlı hale getirmek için aldığım bir oje oldu. Holografik oje almak istiyordum ama Golden Rose markasını tercih etmediğim için uzun süredir direniyordum. 3 yıllık aradan sonra ilk defa bugün yeniden bu markanın bir ürününü aldım. İçim pek rahat değil ama neyse.

11. Golden Rose Metals Oje No 105 & No 107: Battı balık yan gider mi gitmesin ama bugün biraz çizgimin dışına çıktım. Yukarıdaki holografik ojeden sonra her ne kadar Golen Rose markasından alışveriş yapmayı tercih etmesem de nostaljik bir çağrışımla elimden bırakamadım. Eskiden bu renklerde ojeler olurdu ve çok severek kullanırdık. Bunları da o düşünceyle elimden bırakamadım. Başka bir marka olsaydı muhtemelen serinin tüm renklerini alırdım.

12. Watsons Soft & Clean Cotton Buds: Kontrolü kaybettiğimin ve gaza geldiğimin resmidir. Sırf kasadaki kız kampanyada çok uygun dediği için nasıl olsa en çok kullanılan ve en sık bitirdiğim ürün diye aldım. Gerçekten ucuza mı geldi pek emin değilim.

13. Uni Wipes 3'lü Islak Mendil: Gaza gelerek aldığım bir diğer ürün, yine indirim yine kasadaki kız son kaldı dediği için tamam tamam dedim geçtim.

En nihayetinde 13 parçadan oluşan bu alışverişime 93,18 Türk Lirası ödedim ve çıktım. Gerçekten eğer indirimleri gerçekçi bulmasaydım bu kadar alışveriş yapmazdım. Eğer ihtiyaçlarınız varsa gidip bu indirimi değerlendirebilirsiniz. Bu yazıyı da bu akşama yetiştirmeye çalıştım ki hazır indirimin başlarında size de fikir versin.

Şimdilik benden bu kadar. Önümüzdeki günlerde daha farklı daha renkli içeriklerde görüşmek üzere...